Nerede görev yaparsa yapsın, disiplinimizi geliştirmeye ve uygulamaya çalışan tüm meslekdaşlarımız aile grubunda dillendirilen sorunlardan etkilenmektedir.
Bugün gelinen olumsuz ortamdan sahadaki aile hekimleri kadar asistanlar ve akademisyenler de farklı yönlerden ama benzer nedenler ve kaygılarla rahatsız olmaktadırlar. Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaları ile ilgili pek çok şey söylenebilir ancak gözden kaçırılmaması gereken çok önemli birkaç nokta vardır.
1. Bilgi ve belge eksikliği: SB gerek yasa ve yönetmelik taslakları gerek uygulamalar ve sonuçları ile ilgili olarak elindeki bilgileri genelde hekimler özelde ise Aile Hekimleri ile paylaşmamaktadır. Bu durum tesadüfi ya da ender hatalar ile genel ve sistematik hataları birbirinden ayırmamızı, uygulamaların aile hekimliği, toplum sağlığı açısından sonuçlarını doğru olarak değerlendirmemizi engellemektedir.
2. Yandaş gösterme: Aile hekimlerinin gerek isim benzerlikleri, gerek bu güne kadar toplu olarak bazı uygulamaların önünde durmamış olması, üstüne üstlük “aile hekimliği sistemi”nin kurulması için adeta seferber olmuş bir kesimin varlığı nedeni ile SB aile hekimlerini “doğal müttefiki” olarak göstermiştir.
3. Gücüne göre önemseme: Aile Hekimleri sayısı 1500 civarında, ülke çapında dağınık, farklı görevlerde, hala varlık ve kimlik savaşı veren, örgütsüz bir kesim olarak SB tarafından önemli bir grup olarak görülmemektedir.
4. Katılımı engelleme: Uygulamalar öncesinde ilgili tarafların görüşleri yeterince alınmamakta, alınmış gibi yapılmaktadır. Son olarak TAHUD tarafından 7 şubat ‘ta gerçekleştirilecek bir toplantı çağırısı yapılarak Sağlık Bakanlığı ile bir görüşme toplantısı yapılacağı bildirilmiştir. Anladığımız kadarı ile bu çağrı yalnızca anabilim dalı başkanlarına ve dernek yönetim kurullarına gönderilmiştir. En azından biz böyle bilgilendirildik. Arkasından isteyenlere açık bir “isim hakkı” toplantısı duyurulmuştur. Bu arada Süleyman Görpelioğlu tarafından Aile Hekimliği dernek başkanlarına (Sağlıkta Dönüşüm programında yer alan birinci basamak sistemine geçmiş olan illerde kısa süreli eğitimlerle aile hekimi ünvanını alan hekimlerin kurmuş olduğu dernekleri) 9-10 şubatta bir toplantı çağırısı yapılmıştır.
Tüm bu toplantılar dikkate alınınca önemli bir tablo ortaya çıkmaktadır.
Aile Hekimleri olarak kendi durumumuzu da doğru değerlendirmek, eksiklerimizi ve hatalarımızı doğru olarak saptamak, olumlu yönlerimizi geliştirmek zorundayız.
İster sağlık bakanlığı uygulamaları ister aile hekimleri yönü ile bakalım en önemli sorunumuzun örgütlenme ve birlikte mücadele olduğu saptamasını yapmak yanlış olmayacaktır. Doğruları söylemek ya da işimize geldiği zaman “dile getirmek”, uğruna mücadele etmediğimiz, gücümüzü ortaya koymadığımız sürece kimse tarafından ciddiye alınmayacaktır. “Yetkili makamlara iletmek”, taleplerimiz dikkate alınmadığında arkasında duramıyorsak boş yere zaman kaybından başka bir şey değildir. Tum sorunlar ve cozum onerileri Sağlik Bakanligi yetkilileri tarafindan bilinmektedir.
TAHUD, Aile Hekimliği Akademisi, anabilim dalları tarafından birçok toplantıda doğrudan kendilerine iletilmiştir. Bu tür toplantıların artık Aile Hekimleri’ni oyalama amaçlı olduğu kaygısını taşımaktayız. BU AŞAMADA YAPILMASI GEREKEN TEK SEY TALEPLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA DÜZELTMELER VE DEĞİŞİKLİKLER GERÇEKLEŞMEDİĞİ SÜRECE SAĞLIK BAKANLIĞINA TAHUD TARAFINDAN VERİLEN DESTEĞİN HEMEN ÇEKİLMESİDİR. BOYLECE BAKANLIĞIN AİLE HEKİMLERİNİ “ARKA BAHÇELERİ” OLARAK GÖRMELERİNİ ENGELLEYEBİLİRİZ.
Örgütlenme ve mücadele yalnız istemekle olmaz, dil, fikir ve amaç birlikteliğini gerektirir. Bu birlikteliğin yolu ise iletişim, tartışma ve birbirini anlamaya çalışmaktan geçer.
Eylül 2007’de kurulan Aile Hekimliği Akademisi bu birlikteliği geliştirmek amacı ile çalışmalarını sürdürmektedir. Henüz hazırlanmakta olan web sayfasından kuruluş bildirgesi ve çalıştay sonuçlarını inceleyebilirsiniz. (www.ailehekimligiakademisi.com)
Aile Hekimliği disiplini yalnızca bir avuç aile hekiminin mesleği olduğu için değil, sağlıklı bir toplumun en temel unsuru olduğu için uğrunda mücadele etmeye değerdir. Gücümüzü yıllarca emek verdiğimiz disiplinimizden alarak, birlikte tüm sorunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz.
Aile Hekimliği Akademisi Adına
Prof.Dr. Okay Başak
1. Bilgi ve belge eksikliği: SB gerek yasa ve yönetmelik taslakları gerek uygulamalar ve sonuçları ile ilgili olarak elindeki bilgileri genelde hekimler özelde ise Aile Hekimleri ile paylaşmamaktadır. Bu durum tesadüfi ya da ender hatalar ile genel ve sistematik hataları birbirinden ayırmamızı, uygulamaların aile hekimliği, toplum sağlığı açısından sonuçlarını doğru olarak değerlendirmemizi engellemektedir.
2. Yandaş gösterme: Aile hekimlerinin gerek isim benzerlikleri, gerek bu güne kadar toplu olarak bazı uygulamaların önünde durmamış olması, üstüne üstlük “aile hekimliği sistemi”nin kurulması için adeta seferber olmuş bir kesimin varlığı nedeni ile SB aile hekimlerini “doğal müttefiki” olarak göstermiştir.
3. Gücüne göre önemseme: Aile Hekimleri sayısı 1500 civarında, ülke çapında dağınık, farklı görevlerde, hala varlık ve kimlik savaşı veren, örgütsüz bir kesim olarak SB tarafından önemli bir grup olarak görülmemektedir.
4. Katılımı engelleme: Uygulamalar öncesinde ilgili tarafların görüşleri yeterince alınmamakta, alınmış gibi yapılmaktadır. Son olarak TAHUD tarafından 7 şubat ‘ta gerçekleştirilecek bir toplantı çağırısı yapılarak Sağlık Bakanlığı ile bir görüşme toplantısı yapılacağı bildirilmiştir. Anladığımız kadarı ile bu çağrı yalnızca anabilim dalı başkanlarına ve dernek yönetim kurullarına gönderilmiştir. En azından biz böyle bilgilendirildik. Arkasından isteyenlere açık bir “isim hakkı” toplantısı duyurulmuştur. Bu arada Süleyman Görpelioğlu tarafından Aile Hekimliği dernek başkanlarına (Sağlıkta Dönüşüm programında yer alan birinci basamak sistemine geçmiş olan illerde kısa süreli eğitimlerle aile hekimi ünvanını alan hekimlerin kurmuş olduğu dernekleri) 9-10 şubatta bir toplantı çağırısı yapılmıştır.
Tüm bu toplantılar dikkate alınınca önemli bir tablo ortaya çıkmaktadır.
- TAHUD Sağlık Bakanlığı ile yapacağı toplantıyı aceleye getirmektedir.
- Toplantının amaç, gündem ve yöntemi belirtilmemiş, katılımcıların herhangi bir hazırlık yapmasına fırsat vermemiştir.
- En önemlisi çağrı doğrudan TAHUD üyelerine yapılmamıştır.
- Anabilim Dalları disiplinin akademik temsilcileridir. Her biri bir tüzel kişilik olan farklı üniversitelere bağlı olup, Sağlık Bakanlığı ile doğrudan görüş alışverişinde bulunurlar. Aile Hekimliği Anabilim dallarını TAHUD’un bir alt organı imiş gibi algılamak ya da göstermek çabası ne yazık ki sadece aile hekimliğinin zayıflamasına yol açar. Böyle bir toplantı yapmak konusunda anabilim dalları ile görüş alışverişi yapılmamıştır.
- Sağlık Bakanlığı adına çalışmakta olan Süleyman Görpelioğlu Aile Hekimleri dernekleri ile görüşme talep ederken TAHUD Sağlık Bakanlığından görüşme talep eder hale düşmüştür.
Aile Hekimleri olarak kendi durumumuzu da doğru değerlendirmek, eksiklerimizi ve hatalarımızı doğru olarak saptamak, olumlu yönlerimizi geliştirmek zorundayız.
İster sağlık bakanlığı uygulamaları ister aile hekimleri yönü ile bakalım en önemli sorunumuzun örgütlenme ve birlikte mücadele olduğu saptamasını yapmak yanlış olmayacaktır. Doğruları söylemek ya da işimize geldiği zaman “dile getirmek”, uğruna mücadele etmediğimiz, gücümüzü ortaya koymadığımız sürece kimse tarafından ciddiye alınmayacaktır. “Yetkili makamlara iletmek”, taleplerimiz dikkate alınmadığında arkasında duramıyorsak boş yere zaman kaybından başka bir şey değildir. Tum sorunlar ve cozum onerileri Sağlik Bakanligi yetkilileri tarafindan bilinmektedir.
TAHUD, Aile Hekimliği Akademisi, anabilim dalları tarafından birçok toplantıda doğrudan kendilerine iletilmiştir. Bu tür toplantıların artık Aile Hekimleri’ni oyalama amaçlı olduğu kaygısını taşımaktayız. BU AŞAMADA YAPILMASI GEREKEN TEK SEY TALEPLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA DÜZELTMELER VE DEĞİŞİKLİKLER GERÇEKLEŞMEDİĞİ SÜRECE SAĞLIK BAKANLIĞINA TAHUD TARAFINDAN VERİLEN DESTEĞİN HEMEN ÇEKİLMESİDİR. BOYLECE BAKANLIĞIN AİLE HEKİMLERİNİ “ARKA BAHÇELERİ” OLARAK GÖRMELERİNİ ENGELLEYEBİLİRİZ.
Örgütlenme ve mücadele yalnız istemekle olmaz, dil, fikir ve amaç birlikteliğini gerektirir. Bu birlikteliğin yolu ise iletişim, tartışma ve birbirini anlamaya çalışmaktan geçer.
Eylül 2007’de kurulan Aile Hekimliği Akademisi bu birlikteliği geliştirmek amacı ile çalışmalarını sürdürmektedir. Henüz hazırlanmakta olan web sayfasından kuruluş bildirgesi ve çalıştay sonuçlarını inceleyebilirsiniz. (www.ailehekimligiakademisi.com)
Aile Hekimliği disiplini yalnızca bir avuç aile hekiminin mesleği olduğu için değil, sağlıklı bir toplumun en temel unsuru olduğu için uğrunda mücadele etmeye değerdir. Gücümüzü yıllarca emek verdiğimiz disiplinimizden alarak, birlikte tüm sorunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz.
Aile Hekimliği Akademisi Adına
Prof.Dr. Okay Başak